16 Mayıs 2013 Perşembe

10 Mayıs 2013 Cuma

6 Mayıs 2013 Pazartesi

Yalın Olmasa Da Olur



Yalın-Olmasa Da Olur    
                                                                         




Diğer Paylaşımlar

Şarkılar Tıkla Dinle

  














GÜLŞEN YATCAZ KALKCAZ ORDAYM











FİKRET  KIZILOK GÖNÜL



5 Mayıs 2013 Pazar

Çankırı Gezilecek Yerler




Çankırı Kalesi

Çankırı Kalesi









Çankırı'nın tarihinden bir parça olan Çankırı Kalesi, Hititler tarafından yapılmıştır. Yapımında moloz taş ve tuğla kullanılmış olup, kentin kuzey tarafında bulunmaktadır. 

730 metre yüksekliğindedir ve yapıldığı ilk yıllardan bu yana Romalılar, Bizanslar, Danişmentliler, Selçuklular ve Osmanlılar zamanında kullanılmıştır. Kale, kullanan her medeniyet tarafından onarılmıştır. Roma döneminde yapılan nekropol alanı, su sarnıcı, dışarı ile irtibatı olan mağaralar, gözetleme kulesi varken; günümüze sadece birkaç sur kalıntısı kalmıştır. Döneminden bu yana birçok depremler yaşayan Çankırı Kalesi, her yaşadığı depremde kalıntılarının çoğu yok olmuştur. Fakat yine de günümüze kadar ayakta kalmış kalıntıları görülmeye değerdir.

Kırkpınar Yaylası

Kırkpınar Yaylası











Türkiye'nin en güzel yaylaları arasındaki Kırkpınar Yaylası,Çankırı'ya 70 kilometre, Ilgaz'a ise 22 kilometre uzaklıktadır. 

Emir Gazi Tepesi'nin yamaçlarındaki bu eşsiz güzellik, flora bakımından oldukça zengindir ve yıl içerisinde ziyaretçilerini ağırlamaktadır. Yayladaki düğün çiçeği, yabani lale, çiğdem, sarı orkide, çuha, salep kokuları eşliğinde hem çevreyi keşfedeceksiniz hem de huzur dolu vakitler geçireceksiniz. Özellikle yaz sıcaklarından kaçıp biraz olsun serinlemek isterseniz Kırkpınar Yaylası, size bahar havasını yaşatacak. Burada piknik yapmak, gölde yüzmek, uçurtma uçurmak sizleri farklı bir dünyaya götürecek. Yanınızdaki fotoğraf makinenizle her güzelliği ölümsüzleştirerek güzel bir albüm oluşturabilirsiniz. 

Buğday Pazarı Medresesi

Buğday Pazarı Medresesi










Çankırı'nın ziyaret mekanlarından biri olan Buğday Pazarı Medresesi, 1700'lü yılların sonlarına doğru yaptırılmıştır. 

Mustafa Hazım Efendi tarafından yaptırılan medrese, uzun yıllar malzeme deposu ve yün deposu olarak kullanılmıştır. Ardından belediyenin yapmış olduğu çalışmalarla kültürel amaçlı kullanılmaya başlanmıştır. 

Günümüzde kentin geçmişini anlatan bir mekan olan Buğday Pazarı Medresesi'nde kaybolmaya yüz tutmuş el sanatları vardır ve son yıllarda önemi artan kaya tuzu hediyelik eşyaları üretilmektedir. Aynı zamanda yöresel kıyafetleri de sergilenmektedir.

Çankırı Müzesi

Çankırı MüzesiÇankırı'da 116 parça eserin belli bir yerde toplanması için müze çalışmalarına başlanmıştır. İlk olarak 1972 yılında Halk Eğitim binasının alt katına düzenlenen Çankırı Müzesi, mevcut olan koleksiyonlarıyla sergilenmiştir. 

Bu çalışmayla Çankırı'nın ilk Arkeolojik ve Etnografya Müzesi açılmıştır. Daha sonrasında 1976 yılında Halk Eğitim binası yıkılmış ve eserler Çankırı Lisesi'nin bir sınıfına yerleştirilmiştir. Halk Eğitim'in yerine yapılan 100. Yıl Kültür Merkezi'nin yapımı bitince eserler tekrar kültür merkezine taşınmıştır. 

Teşhir salonunda bulunan arkeolojik ve etnografik eserler ilginizi fazlasıyla çekecek. Hellenistik, Eski Tunç Çağı, Roma ve Bizans dönemine ait eserler değişik zamanlara götürecek ve hiç yaşamadığınız anlara sürükleyecek. Tıp aletleri kandiller, iğneler, yüzük kaşları, süs eşyaları, bronz aletler ve koku şişeleri göze en çok çarpan parçalar arasındadır. tarihe bir ilgi duymasanız bile Çankırı Müzesi, kesinlikle sizi etkisi altına alacak. Bunun yanında tarihi araştırma yapanlara da fazlasıyla yardımcı olacaktır Çankırı Müzesi.

Yıldıztepe Kayak Merkezi

Yıldıztepe Kayak Merkezi









Çankırı-Ilgaz Dağı'nda bulunan Yıldıztepe Kayak Merkezi'nin turizme kazandırılması amacıyla birçok çalışma yapıldı. 

Palandöken Kayak Merkezi ve Erciyes Kayak Merkezi gibi çok kalabalık sezonlar yaşamasa da, Yıldıztepe'nin de yoğun bir ziyaretçi kapasitesi vardır. Kış turizmine kazandırılan Yıldıztepe Kayak Merkezi'nde; yeşil, kırmızı ve siyah isimleriyle adlandırılan pistler bulunmaktadır. Yeşil pist, yemi başlayanlar için olup; bu pistte aynı zamanda eğitim çalışmaları yürütülmektedir. Kırmızı pist; orta düzeyde olan kayakçılar içindir. Kırmızı pistte kayak yapanlar Dikmen ve Büyük Ayı pistlerini kullanmaktadır. Siyah pist ise; profesyonel kayakçılar içindir. Her düzeyde kayakçıya hizmet veren Yıldıztepe Kayak Merkezi, güvenli pistleriyle hizmet vermeye devam etmektedir. Kış tatiliniz için Yıldıztepe Kayak Merkezi'ni tercih edebilirsiniz. Hem eğlenceli hem de heyecanlı bir tatil için planınızı şimdiden yapabilirsiniz.

Yapraklı Büyük Yayla

Yapraklı Büyük Yayla










Çankırı'da bulunan Yapraklı Büyük Yayla, Merkez ilçesine sadece 30 kilometre uzaklıktadır. Turizm açısından oldukça önemlidir; tıpkı Çankırı evleri ve Kırkpınar yaylası gibi. 

Çankırı'ya yolunuz düşerse kesinlikle Yapraklı Büyük Yayla'yı ziyaret etmelisiniz. Köknar, karaçam ve ardıç ağaçları arasında geçireceğiniz günde, yeşilin her tonu size eşlik edecek. Burada bisikletle dolaşabilir, kamp kurabilir veya karavanınızla huzurlu günler geçirebilirsiniz. 

Yapraklı Büyük Yayla, tüm güzelliğiyle ve bol temiz havasıyla sizleri bekliyor.

Çankırı Evleri

Çankırı Evleri











Turizme kazandırılan Çankırı Evleri, döneminin ekonomik ve jeolojik yapısı hakkında birçok bilgi vermektedir. 

Çankırı'da bulunan toplam 108 tane ev Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları Yüksek Kurulu'nun kararı ile tescil edilmiş olup koruma altına alınmıştır. Çankırı Evleri, Türk Evi'nin tüm özelliklerini taşımakla birlikte; genellikle iki katlı yapılmıştır. Birinci kat kışlık olarak tasarlanır, burada mutfak ve oturma odaları bulunurdu. Gün içerisinde en çok zaman geçirilen yer yine birinci kat olurdu. İkinci kat ise; manzaraya sahiptir ve genellikle misafirler için ayrılmış olan kattır. Her evin ikinci katında bir başoda bulunur. Bunun yanı sıra her odada yüklük tahta dolaplar vardır. Bu dolapların bir tanesi gusülhane olarak kullanılırdı. Günümüzde korumaya alınan Çankırı Evleri, bölgeye gelenlerin mutlaka ziyaret ettiği yerler arasındadır. Eski yaşanmışlıklara götüren Çankırı Evleri, sizlerin de ziyaretlerini bekliyor.

Sakaeli Kaya Mezarları

Sakaeli Kaya Mezarları











Roma ve Bizans dönemleri ile tarihlendirilen Sakaeli Kaya Mezarları, Çankırı'nın gezilecek yerleri arasındadır. 

Kaya mezarları köylü halk tarafından değişik amaçlarla kullanılmıştır dönem dönem. Gelin Kayası mevkiinde bulunan bu bölge turizm açısından oldukça önemlidir. Sakaeli Kaya Mezarları'nın her bölümü ayrı genişliğe ve yüksekliğe sahiptir ve hepsinin birbirine bağlı geçiş yolları vardır. Aynı zamanda yaşam alanı olarak da kullanılan Sakaeli Kaya Mezarları, Çankırı gezinizin bir parçası olabilir.

Tuz Mağarası

Tuz Mağarası








Çankırı'nın en çok ziyaret edilen yerlerinden biridir Tuz Mağarası. Merkez ilçesinde bulunan Tuz Mağarası, Türkiye'nin en büyük kaya tuzu rezervine sahiptir. Burada yapılan üretimlerin ardından mağarada birçok galeri oluşmuştur. İçerisinde bulunan ve tuzdan oluşmuş sarkıt ve dikitler oldukça çekici. 

Tuz Mağarası'nın girişinden bir kamyon rahatlıkla geçebilir ve içerisi karayolu tünelleri gibidir. Bu mağarayı ziyaret edenler muhteşem bir atmosferde uzun ve keyifli bir yeraltı dünyasına tanık olur. Mağaranın en dikkat çekici durumu; burada bulunan ve 200 yıldır bozulmadan kalan bir eşeğin cesedidir. Bulunduktan sonra MTA Müzesi'ne kaldırılmıştır. Fakat ceset bozulmaya başlayınca tekrar mağaraya getirilmiştir. Çankırı'ya yolunuz düşerse kesinlikle Tuz Mağarası'nı ziyaret etmelisiniz. 


Şanlıurfa Gezilecek Yerler



Balıklı Göl

Balıklı Göl




Şanlıurfa 'da gezilmesi gereken en önemli yerlerden birisi Balıklı Göldür. Gezip görmeyen herkezin gezip görmesini tavsiye ederim.






Şanlıurfa'da doğduğu rivayet edilen Hz. İbrahim'in hikayesiyle kutsanmış bir göldür. Özellikte Urfa'da en çok anlatılan bir efsane olan Balıklı Göl, Kral Nemrut ve Hz. İbrahim arasında geçmiştir.

Hz. İbrahim, Kral Nemrut'un savunduğu putperstliği ortana kaldırmak için savaş açmıştır. Fakat aynı zamanda Nemrut'un kızına da aşık olmuştur. Bu durum üzerine Nemrut Hz. İbrahim'in yakılmasını emreder. Bunu üzerine Balıklı Göl'ün bulunduğu yere büyük bir ateş yakılır ve Hz. İbrahim ateşe atılır. Ateşe atıldığı sırada ateşler bir anda göle dönmüş ve ateşte yanan odunlarda balık olmuştur. Nerut'un kızı Zeliha' o kadar ağlamış ki gölün kenarında küçük bir göl daha meydana gelmiştir. İşte o zamandan beri bu göl kutsanmış ve içindeki balıklara dokunulmamıştır. Her zaman ziyaretçilerini sıcak bir gülümsemeyle karşılayan Balıklı Göl'ü ve dinleyenleri etkileyen efsanesini yerinde görüp yaşamak için mutlaka ziyaret etmelisiniz. Şehrin diğer turistik alanları arasındaki Göbekli Tepe'yi, Bazda Mağaraları'nı, Urfa Kalesi'ni ve Fırat Nehri'ni de gezinize dahil edebilirsiniz.


Urfa 'nın Tanıtımı

Şanlıurfa Gezilecek Yerler - Şanlıurfa Tarihi Mekanlar













Urfa Kur'an, İncil ve Tevrat'ta geçen İbrahim Peygamber'in, doğum yeri olarak kabul edilir ve anısına cami de bulunmaktadır. Ayrıca Peygamber Eyüp'ün de doğum yeri olarak kabul edilir.
Urfa kent merkezinin altında bugünkü Balıklıgöl'ün kuzeyinde yapılan bir keşif sonucu, Urfa kent merkezi tarihinin M. Ö. 9500'e, Neolitik Döneme kadar uzandığı görülmüştür.
11.500 yıllık tarihi süreç içerisinde Ebla, Akkad, Sümer, Babil, Hitit, Hurri-Mitanni, Arami, Asur, Pers, Makedonya, Roma, Bizans gibi uygarlıkların egemenlikleri altında yaşamıştır.
Urfa, 1094 yılında Selçuklu hakimiyetine girmiştir. 1098'de Haçlı Edessa Kontluğu, daha sonra Eyyubi, Memluk, Türkmen aşiretleri, Timur devleti, Akkoyunlular, Dulkadir beyliği, Safeviler ve en son da 1516'da Osmanlı sınırları içine katılmıştır. Önceleri Diyarbakır il sınırları içerisinde yer alan Urfa, 1876'da Halep vilayetine bağlanmış, 1916'da ise bağımsız bir sancak olmuştur.
1914'deki kayıtlara göre tahmini nüfus, 75.000 olan şehirde, 45.000 Arap, Türk, Kürt ve 25.000 Ermeni, 5.000 Hıristiyan ve Yahudi yaşamaktaydı.
1. Dünya Savaşı'na kadar Osmanlıların elinde olan Urfa, 1919 yılında önce İngilizler, daha sonrada Fransızlar tarafından işgal edilen şehir, 11 Nisan 1920'de düşman işgalinden kurtarılmıştır. Cumhuriyet sonrasında 1924'de il olmuştur. 2010 yılında ise seçim öncesinde Şanlıurfa'nın büyükşehir belediyesi haline getirilmesi planlanmıştır.
Şehrin nüfusu 2008 yılına göre 483.750'dir. 1927'de 29.000 olan nüfusu 1990'da 276.528'e, 2000'de 385.588'e, 2007'de 472.000'e çıkmıştır.

Bazda Mağaraları

Bazda Mağaraları











Tarihi taş ocakları özelliği taşıyan Bazda MağaralarıŞanlıurfa'nın tarihi turistik gezi alanlarından biridir.

Harran-Han el-Ba'rür yolunun 16 kilometre sonrasında yolun sağ ve sol kısmında hemen göreceksiniz Bazda Mağaraları'nı.

Urfa, tarihini en iyi anlatan şehirlerden biridir ve Balıklı Göl'ü, Fırat Nehri, Urfa Kalesi, Göbekli Tepe'si en çok turist çeken noktalarındadır. Tabii Bazda Mağaraları da görülmeye değer özelliklere sahiptir. Mağaraların içinde tüneller, meydanlar ve galeriler bulunmaktadır. Bir rehber eşliğinde bu mağaraları ziyaret edebilirsiniz. Urfa'nın yöresel yemeklerini de mutlaka tatmalısınız.

Urfa Kalesi

Urfa Kalesi











Şanlıurfa'nın merkezinde bulunan Urfa Kalesi, güneyde kalmakta olup Damlacık Dağının kuzeyinde konumlanmıştır.

Sarp kayalar üzerinde yer edinen Urfa Kalesi'nin girişi ise batı tarafından yapılmaktadır. Aynı zamanda kale, 25 burçtan oluşmaktadır ve çevresi surlarla çevrili durumdadır. Tam olarak hangi tarihte yapıldığı hakkında bir bilgi olmayan Urfa Kalesi, 812-814 yılları arasında yapıldığı düşünülmektedir.

Urfa Kalesi'nde Bizans ve İslam dönemlerinden birçok yapı mevcuttur. Onarımlarını ise daha çok Selçuklular, Akkoyunlular, Memlüklüler ve Osmanlı dönemlerinde görmüştür. Peygamberler şehri Şanlıurfa'da tarihi açıdan görmek isteyeceğiniz çok yer var. Balıklı Göl bu yerlerin başında gelir. Sizi bekleyen Urfa Kalesi gezinizden sonra diğer tarihi alanları da ziyaret edebilirsiniz. Urfa'nın manevi havasını muhakkak içinize çekmelisiniz.

Fırat Nehri

Fırat Nehri












Fırat Nehri'nin başlangıcı Anadolu'da olup Türkiye sınırlarından çıkarak Irak ve Suriye'den geçerek Basra Körfezinde denize ulaşmaktadır.

Nehri ilk besleyen akarsu ise Dumlu Dağı'nın sularıdır. Muhteşem bir coğrafyaya ihtişamlı bir görsellik katan Fırat Nehri'nin uzunluğu toplamda 2 bin 800 kilometredir. Bu uzunluğun 970 kilometresi Türkiye sınırları içerisindedir. Birçok uygarlığın can damarı olmayı başarmıştır ve suları bereketli olarak nitelendirilmiştir.

Kimi zaman felaket de getiren nehirde yüzmek kesinlikle tehlikelidir. Yüksek kesimlerinde saklamış olduğu güzellikleri görülmeye değer. Malatya'daki Kayaarası Kanyonu, Levent Vadisi; Erzincan'daki Kemaliye Kanyonu ve Elazığ'da bulunan Hazar Gölü bu güzelliklerden sadece birkaçıdır. Görülmeye değer bir yeri daha vardır ki; Munzur Vadisi Milli Parkı, oluşturduğu faunayla en önemli doğal değerleri arasındadır.

Halfeti

Halfeti











Türkiye’de siyah gülün tek yetiştiği yer olan Halfeti, M.Ö. 855 yılından bugüne yaşam alanı olmaya devam etmektedir.

Birçok medeniyeti barındıran Halfeti, Yunanlılar tarafından Urima, Süryaniler tarafından Kala Rhumeyta, Araplar tarafından Kalatül Rum olarak anılmış olup; Bizanslılar tarafından Halfeti adını almıştır. Şanlıurfa il sınırları içerisinde bulunmaktadır ve il merkezine uzaklığı 120 kilometredir. Halfeti ilçesinin bir kısmı Birecik Barajı’nın göl suları altında kalmıştır. Bu nedenle bu yerleşim yeri Karaotlak mevkiinde açılmıştır. Karaotlak ise il merkezine 7 kilometre uzaklıktadır. İlk dönemlerinden bugüne yaşamın tüm renklerini hala üzerinde taşımaktadır.


4 Mayıs 2013 Cumartesi

Balıkesir Gezilecek Yerler




  Balıkesir Gezilecek Yerler - Hisaralan Kaplıcaları



Hisaralan Kaplıcaları


Emendere Kaplıcaları gibi Balıkesir-Sındırgı ilçesinde bulunan Hisaralan Kaplıcaları, termal turizmin önemli noktalarından biridir. İlçe merkezine 20 kilometre uzaklıkta olup, Hisaralan Köyü sınırları içerisindedir.

Hisaralan Kaplıcaları, radyoaktivite özelliği taşımaktadır. Bunun yanı sıra, suları sodyum bikarbonatlıdır. Sağlığınız için tatil planları yapıyorsanız, termal zenginliğiyle tercih edebileceğiniz şehirlerden biridir Balıkesir. Sındırgı ilçesindeki Hisaralan Termal otel fiyatlarını araştırıp hemen rezervasyon yaptırabilirsiniz.

Kaplıcala suları; ağrılı hastalıklara, romatizmaya, nevralji, nefrit ve kadın hastalıklarına şifa olmaktadır. Suyu ise oldukça sıcaktır. Buradaki termal oteller rahatsızlığınıza uygun bir tedavi süreci başlatacak. Tabii kaplıcalara gitmeden önce mutlaka doktora görünmenizde fayda var. Hisaralan Kaplıcaları, şifasıyla ve huzurlu günleriyle sizleri misafir etmeye hazır. Şehirde tercih edebileceğiniz termal kaplıcalar arasında Güre Kaplıcaları, Pamukçu Kaplıcaları ve Derman Kaplıcaları da vardır.

Balıkesir Gezilecek Yerler - Susurluk Kaplıcaları


Susurluk Kaplıcaları
Termal turizm açısından önemli şehirlerimiz arasında olan Balıkesir, Susurluk ilçesinde de birçok kaplıca bulundurmaktadır.

Kısaca anlatacak olursak; İpekler Kaplıcası Susurluk ilçe merkezine 20 kilometre, Acı Maden Suyu Kaplıcası ilçe merkezine 1 kilometre, Yıldız Kaplıcası Susurluk-Balıkesir karayoluna 10 kilometre uzaklıktadır. Hepsinde termal oteller bulunmaktadır.

Susurluk Kaplıca suları; romatizma, nevralji, nevrit, polinevrit, felçler, kırık-çıkıklar ve kadın hastalıklarına iyi gelmektedir. Termal su ise sodyum bikarbonatlı, klorürlü ve radonludur. Susurluk Kaplıcaları'nda çamurlu sular da şifalı olarak bilinir. Sağlığınız için tatile çıkmayı planlıyorsanız, Susurluk Kaplıcaları'nda huzurlu ve şifalı günler geçirebilirsiniz. Termal oteller rahatsızlığınıza göre tedavi sürecinizi belirleyecek ve banyo süreleri ve saatlerini sizlere göre programlayacaktır.


 Balıkesir Gezilecek Yerler - Paşalimanı Adası

Susurluk Kaplıcaları
Termal turizm açısından önemli şehirlerimiz arasında olan Balıkesir, Susurluk ilçesinde de birçok kaplıca bulundurmaktadır.

Kısaca anlatacak olursak; İpekler Kaplıcası Susurluk ilçe merkezine 20 kilometre, Acı Maden Suyu Kaplıcası ilçe merkezine 1 kilometre, Yıldız Kaplıcası Susurluk-Balıkesir karayoluna 10 kilometre uzaklıktadır. Hepsinde termal oteller bulunmaktadır.

Susurluk Kaplıca suları; romatizma, nevralji, nevrit, polinevrit, felçler, kırık-çıkıklar ve kadın hastalıklarına iyi gelmektedir. Termal su ise sodyum bikarbonatlı, klorürlü ve radonludur. Susurluk Kaplıcaları'nda çamurlu sular da şifalı olarak bilinir. Sağlığınız için tatile çıkmayı planlıyorsanız, Susurluk Kaplıcaları'nda huzurlu ve şifalı günler geçirebilirsiniz. Termal oteller rahatsızlığınıza göre tedavi sürecinizi belirleyecek ve banyo süreleri ve saatlerini sizlere göre programlayacaktır.

Balıkesir Gezilecek Yerler - Daskyleion


Daskyleion

Bursa-Balıkesir yolunu Bandırma ilçesine bağlayan güzergahta Daskyleion Antik Kenti’nin tabelaları sizleri bu tarihi yerleşime kolaylıkla götürecek. Bandırma güzergahından 6 kilometre sonra sizleri karşılayacak olan antik kent, tellerle çevrili bir tepede bulunmaktadır. Tepeye özel aracınızla kolaylıkla çıkabilirsiniz. Antik kente çıkarken doğanın en güzel görüntüsü sizlere eşlik edecek.

Daskyleion, birçok araştırmacıya göre ismi değişmektedir. Antik yazarlar Mela ve Plinius bu şehirden Daskylos olarak söz etse de; ünlü tarihçi Heredotos Daskyleion olarak adlandırır. Manyas Gölü kıyısındaki Hisartepe’de bulunan Dasykleion’da ilk arkeolojik kazılar, cumhuriyet döneminin ilk nesil arkeologlarından Ord. Prof. Dr. Ekrem Akurgal tarafından başlatılmıştır. 1953 yılından 1959 yılına kadar kazılar devam etmiştir. Kazılar sonucunda Daskyleion Antik Kenti’nin bir valilik merkezi olduğu ortaya çıkarılmıştır. Yine o dönemde Hisartepe’nin güneyinde bir stel parçası bulunmuştur. Bu stel parçası, Hisartepe Steli olarak İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nde sergilenmektedir.

Balıkesir Gezilecek Yerler - Balıkesir Sındırgı Hisaralan Termal Turizm Merkezi



Balıkesir Sındırgı Hisaralan Termal Turizm Merkezi

Termal turizm açısından önemli bir yere sahiptir Balıkesir. Doğal güzelliklerinin arasında saklar termal sularını.

Eğer tek isteğiniz şehir kalabalığından uzak ve huzurlu bir tatil geçirmekse, Balıkesir Sındırgı sizleri ağırlamaya hazır. Yakın bir zamanda termal turizm bölgesi olarak ilan edilen bölge, ilçeye 17 kilometre uzaklıktadır. Hisaralan’ın ise 3 kilometre güneybatısında kalmaktadır. Balıkesir Sındırgı Hisaralan Termal Turizm Merkezi, yıl içerisinde birçok turiste ev sahipliği yapmaktadır.

Termal sular; romatizmaya, nefrit, nevralji ve kadın hastalıklarına şifa olmaktadır. Bölgedeki oteller, rahatsızlığınıza göre tedavi süreçleri belirlemektedir.

Balıkesir Gezilecek Yerler - Güre Gelinçamı Piknik Yeri


Güre Gelinçamı Piknik Yeri

Balıkesir'in yeşilliklerle dolu alanlarından biridir Güre Gelinçamı Piknik Yeri. Bölgedeki halk özellikle piknik yapmaya gelir ve doğal güzellikleri arasında huzurlu bir geçirirler.

Bölge, turistler tarafından da sürekli olarak ziyaret edilir. Eğer Balıkesir'deyseniz ve boş bir zamanınızı değerlendirmek isterseniz Güre Gelinçamı Piknik Yeri'ne gelerek günün keyfini çıkarabilirsiniz.

Piknik alanı, Güre Köyü'ne 3 kilometre uzaklıkta olup kolay bir ulaşıma sahiptir. Yani dilediğiniz zaman kolaylıkla Güre Gelinçamı'na gidebilirsiniz. Bölgede her yıl Sarıkız etkinlikleri de yapılmaktadır.

Balıkesir Gezilecek Yerler - Yeşilli Camii


Yeşilli Camii

Balıkesir'in tarihi mekanlarından biri olan Yeşilli Camii, merkeze bağlı olan Eski Kuyumcular Mahallesi'nde bulunduğu için kolay bir ulaşıma sahiptir.

Bu ibadet mekanının ne zaman ve kim tarafından yapıldığına dair kesin bir bilgi bulunmasa da, üzerindeki yazıta göre Külahçızade Hacı Mustafa Efendi tarafından onartıldığı bilinmektedir. Cami yeşil renge boyandığı için halk tarafından Yeşilli Camii olarak anılmasına sebep olmuştur. Muazzam mimarisinin yanı sıra iç dekorasyonu da ilgi çekmeye devam etmektedir. Mistik bir atmosfere dahil olacağınız Yeşilli Camii gezinizde son cemaat yerini, minberini, kadınlar mahvilini ve diğer bölümlerini inceleyebilirsiniz.

Şehrin mistik atmosferine eşlik eden Kyzikos Antik Kenti, Zağnos Paşa Camii ve Antandros Antik Kenti sayfalarımızı ziyaret ederek gezilecek yerler hakkında bilgi edinebilirsiniz.

Balıkesir Gezilecek Yerler -   Alacaoluk Kalesi

Alacaoluk Kalesi

Balıkesir'in tarihi mekanlarından biri olan Alacaoluk Kalesi, köklü bir tarihe sahip olsa da şehre gelen turistler tarafından çok ziyaret edilen bir nokta değildir.

Fazla ziyaret edilmemesinin sebebi, ulaşım açısından zor olması ve çevresinde bir yerleşim yeri bulunmamasıdır. Hakkında pek fazla bir bilgi de yoktur kalenin. Ala Dağları'nın arasındaki bir tepede bulunan  Alacaoluk Kalesi, Balıkesir gezinize dahil olabilir. Kaleyi ilk keşfedenlerden biri olup, kalenin tarihine yakından tanık olabilir ve manzarasının tadını doyasıya çıkarabilirsiniz.

Kale, Gönen'e 15 kilometre uzaklıktadır ve kaleden sadece temel kalıntıları günümüze kadar gelebilmiştir.

Balıkesir Gezilecek Yerler - Eşrefoğlu Rumi Camii


Eşrefoğlu Rumi Camii

Balıkesir'in mistik havasına eşlik eden yapıtların biridir Eşrefoğlu Rumi Camii. Mimari açıdan muazzam bir görüntüye sahip olan cami, kesme taştan inşa edilmiş olup, XIX. yüzyıl eserlerinden biridir.

Caminin taş minberinin kapısı ve süslemeleri oldukça dikkat çekicidir. Şehirde yapacağınız yolculuklara tarihi gerçekliğini hala devam ettiren Eşrefoğlu Rumi Camii'ni dahil edebilirsiniz. Eşrefoğlu Rumi Camii, 1910 yılında bölgedeki halkın katkılarıyla yenilenmiştir.

Camiyi ziyaret ettikten sonra diğer ibadet mekanları arasındaki Yeşilli Camii'ni de gezebilirsiniz. Bu şehirde rotanıza ekleyecek çok nokta olacak.

Balıkesir Gezilecek Yerler - Hacı Bayram Camii




Hacı Bayram Camii

Balıkesir-Ayvalık'ın tarihi mekanlarından ve aynı zamanda ibadet yerlerinden biridir Hacı Bayram Camii.

Altınova bucağının merkezinde bulunan caminin tarihi hakkındaki bilgiyi günümüze kadar gelen kitabesinden öğrenmekteyiz. Cami-i Kebir Sokağı'ndaki cami, 1490-1491 yılları arasında inşa edilmiştir. Cami, zaman zaman onarımdan geçtiği için orijinalliğinde uzaklaşmıştır.

Yapının özellikle mihrabı göz görülmeye değerdir. Mihrap nişi iki taraftan birer sütun ile sınırlanmış olup nişin üzerine altın yaldızlı bitkisel süsler yapılmıştır. Ayvalık'ta tatil yaptığınız günlere biraz tarihi gezi de dahil etmek isterseniz Hacı Bayram Camii'ni ziyaret edebilirsiniz. Hacı Bayram Camii'nin ardından Eşrefoğlu Rumi Camii'ni ve Yeşilli Camii'ni de gezmeyi unutmayın.


Balıkesir Gezilecek Yerler - Saatli Camii


Saatli Camii

Ayvalık Merkez'de bulunan Saatli Camii, alışılmışın dışında bir mimariye sahiptir. Çünkü ilk yapıldığı zaman bir kiliseydi.

1850'li yıllarda Agios Yannis adıyla inşa edilen bu kilise, 1928 yılında cami olarak hizmet vermeye başlamıştır ve günümüzde de ibadete açıktır. Yapı, camiye çevrildiği dönemde Çarşı Camisi olarak adlandırılmaktaydı.

Saatli Camii'nin bulunduğu bahçe üç girişe sahiptir. yapımı sırasında tek apsisli ve üç nefli olarak inşa edilmiştir. Caminin dış mimarisi kadar iç dekorasyonu da oldukça dikkat çekici. İç mekan tavanında alçı süslemeler göze çarpan detaylar arasındadır.

Yanındaki minare sonradan eklenmiştir. Fakat bir fırtına sebebiyle yıkılmış, çok yakın bir zamanda da yeni baştan inşa edilmiştir. Ayvalık gezinizde Saatli Camii'yi mutlaka gezmelisiniz. Sizler için gerçekten büyüleyici bir ziyaret olacak.


Balıkesir Gezilecek Yerler - Ayvalık Hamidiye Camii


Ayvalık Hamidiye Camii

Ayvalık Merkez'de bulunan Hamidiye Camii, şehrin tarihsel değerlerinden biridir. Sakarya Mahallesi'nde yer alır ve 19. yüzyıl eserlerindedir.

Sultan II. Abdülhamit tarafından yaptırılan caminin kare planlı tasarlanmış olup, inşaatında kırmızı taş kullanılmıştır. Ayvalık Merkez'de yapacağınız tatil sırasında Hamidiye Camii'ni ziyaret edebilirsiniz. Zamana meydan okuyan cami, muazzam mimarisiyle güzel bir gezi mekanı olacak sizler için.

Balıkesir Gezilecek Yerler - Profit İliyas Kilisesi

Profit İliyas Kilisesi

Yıl içerisinde turistlerin yoğun ilgisini gören Balıkesir-Ayvalık, köklü tarihinin izleri eşliğinde unutulmaz bir keşif noktası oluyor.

Ayvalık'taki İlk Kurşun Tepesi'nin zirvesinde bulunan Profit İliyas Kilisesi, günümüze gelememiş tarihi kalıntılardan biridir. 1835 yılında inşa edilmiş fakat 1944 yılında yaşanan bir depremde yıkılmıştır. Günümüzde  bu noktada Ali Çetinkaya Rehabilitasyon Merkezi bulunmaktadır.

Ayvalık otelleri nde konakladığınız tatilinizde, hem yeni tarihi yerler keşfedecek hem de keşfettiğiniz yerler kadar günümüze gelemeyen kalıntılar olduğunu da duyacak ve kısa kısa bilgiler edineceksiniz.








Bursa Gezilecek Yerler





MUDANYA
Bursa'nın 25 km kuzeybatısında ve Marmara Denizi kıyısında yer alan Mudanya temiz havası ile yaz turizminin yoğun olarak yaşandığı bir merkezdir.
Tarihçe

Mudanya, İonya'nın 12 büyük kentinden biri olan Kolofonlu göçmenler tarafından M.Ö. VII. Yüzyılda kurulmuştur. Apamcia-Myrleia atlı bu antik kent bugünkü Hisarlık tepede yer almaktaydı. Mudanya Roma, Bizans ve Osmanlı döneminde yaşamıştır.İklim Yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlıdır.


Sportif Etkinlikler
Kayak Merkezleri: Dünyaca ünlü Uludağ Kayak Merkezi Bursa sınırlarındadır.


Uludağ Kayak Merkezi

http://www.kentotel.com/images/File/uludaggenel.jpg
Avcılık: Bursa, yaban av hayvanları bakımından zengin bir bölgede yer almaktadır. Bursa'da dört önemli kuş alanı bulunmaktadır. Bunlar Uludağ, İznik Gölü, Uluabat Gölü ve Kocaçay Deltasıdır.
Dağ Doğa Yürüyüşü: Uludağ yaz ve kış doğa yürüyüşüne elverişli olup tercih edilen 6 parkur belirlenmiştir.
Oteller Bölgesi-Cennet kaya Parkuru: Başlangıç noktası rakımı 1865 metre olan bu parkur üzerinde kuzey yamaçtan Gemlik Körfezi'nin,güney yamaçtan ise tüm dağ köylerinin manzarası eşliğinde,doyumsuz bir doğa yürüyüşü yapılmaktadır. Parkurun mesafesi 2000 metredir.
Oteller Bölgesi-Sarıalan-Çobankaya Parkuru: Başlangıç ve bitiş noktası rakımları 1850 metre ve 1750 metre yükseklikte son bulan bu parkurda,yol boyunca pırıl pırıl akan derelerle süslenmiş muhteşem bir orman ortamı bulunmaktadır. Parkurun mesafesi 5200 metredir.
Oteller Bölgesi-Softaboğan şelalesi Parkuru: Başlangıç noktası rakımı 1800 metre olan bu orman parkurunda Uludağ'ın dere,gölet ve taraçalar halinde aşağıya inen şelale bulunmaktadır. Su sesleri ve eşsiz manzaraların rehberliğinde Bursa Ovası'nın muhteşem panoraması ile doğa yürüyüşü sonuçlanır. Parkurun mesafesi 6000 metredir.
Oteller Bölgesi-Hanlar Bölgesi-Bağlı Köyü Parkuru: 1865 metre yükseklikten başlayan iniş parkurunda zirveden dağ köylerine inerken Anadolu insanının olağanüstü konukseverliğini görmek mümkün olmaktadır. Parkurun mesafesi 7500 metredir.
Oteller Bölgesi-Zirve Tepesi Parkuru: 2487 metrelik zirveye tırmanırken Uludağ ve yöresinde doğa ve bitki örtüsünün olağanüstü görüntüleri ile bir yanda denizin bir yanda Apollon göllerinin doyumsuz panoraması görülmektedir. Parkurun mesafesi 7615 metredir.
Wolfram-Madenler Bölgesi-Göller Yöresi Parkuru: 2300 metrelik rakımda dağ manzaralarının eşliğinde sadece Uludağ'a has kelebek cinslerini, dağ çiçeklerini gözlemlemenin ayrıcalığını yaşayacak, buzul göllerinin (Kara Göl, Aynalı Göl, Kilimli Göl, Buzlu Göl) muhteşem atmosferi hissedilmektedir. Parkurun mesafesi 9800 metredir.
Gençlik Kampları: Gemlik ilçesinde kıyıda gençlik Spor İl Müdürlüğüne ait Hasanağa ve Kırcaali Gençlik ve İzcilik kampları bulunmaktadır. Bunlar 175'er yataklı olup yaz aylarında 10'ar günlük 4 devre olarak Türkiye'nin her yerinden gelen gençlerin kamp yapmalarına olanak sağlamaktadır.



Mesire Yerleri


Saitabat Şelalesi:
 Derekızık köyüne 3 km uzaklıkta bulunan şelale,bir kanyondan dökülmektedir. Şelale çevresinde et mangal lokantaları ve büfelerin yer aldığı bu mesire alanı Bursalılarca yoğun olarak kullanılmaktadır.


Suuçtu Şelalesi: Mustafakemalpaşa ilçesine 18 km. uzaklıkta bir cennet parçası Suuçtu Şelalesi 38 metre yükseklikten dökülür.



Aras Şelalesi: Aras Deresi ve Aras Şelalesi Uludağ'ın kar sularını taşıyan ve tam kayalıkların içinden 15 metre yükseklikten düşer. Bursa-Soğukpınar arası 30 km olup, köyden itibaren 5 km stabilize bir yolla Ketenlik yaylalarına, oradan da şelaleye varılır. 

http://www.hasancelebi.bel.tr/resim/mesire4.jpg



Plajlar


Marmara Denizi'nin güneyinde yaklaşık 135 km uzunluğunda kıyısı bulunan Bursa ilinde, Karacabey, Mudanya ve Gemlik ilçelerinde geniş doğal kumsallar ile İznik ve Uluabat (Apolyont) gölleri kıyılarında güzel plajlar bulunmaktadır.
 Yeniköy, Bayramdere (Malkara) kesimi ile Mudanya'nın Zeytinbağ kesimine dek uzun ve geniş doğal kumsallar vardır.
Kum kalitesi iyi olan bu kıyılarda Kurşunlu, Bayramdere, Yeniköy-Mudanya kesiminde de Mesudiye, Eğerce ve Esence plajları bulunmaktadır.

http://www.sehirler.net/data/media/51/altnkum_plaj.jpg



Kaplıcalar



Termal kaynakları bakımından zengin olan Bursa'nın Vakıfbahçe (Çekirge) Kaplıcası, Bademli Bahçe Kaplıcası, Dümbüldek Kaplıcası, Gemlik (Terme) Kaplıcası ve Armutlu Kaplıcası ünlü kaplıcalarıdır.
Oylat Termal Turizm Merkezi 
Yeri: Bursa iline bağlı İnegöl ilçesinin güneyindedir.
Ulaşım: İnegöl şehir merkezine 27 km. uzaklıktadır. 
Suyun Isısı: 
40°C -Oylat Hamamı Kaynağı
30,5°C -Sızı Suyu Kaynağı
10°C -Göz Suyu Kaynağı
PH Değeri: 
7,26 -Oylat Hamam Kaynağı
7,18 -Sızı Suyu Kaynağı
3,04 -Göz Suyu Kaynağı
Özellikleri: Sülfat, bikarbonat, kalsiyum, Oylat Hamamı ve Sızı Suyu Kaynakları, Sülfat, hidrojen iyonu, demir, Göz Suyu Kaynağı 
Yararlanma Şekilleri: İçme ve banyo kürleri 
Tedavi Ettiği Hastalıklar: İçme kürleri, diürez kürlerde ve şişmanlıkta etkilidir, banyo kürlerinin sedatif özelliklerinden yararlanılır. 
Konaklama Tesisleri: Büyük Otel (220 Yatak), (L) Motel (210 Yatak)

Çekirge Termal Turizm Merkezi 
Yeri: Bursa ilinin Çekirge mevkiindedir. 
Suyun Isısı: 
47°C -Vakıfbahçe Kaynağı 
58°C -Karamustafa Kaynağı 
77°C -Kaynarca ve Yenikaplıca Kaynakları 
78°C -Kükürtlü Hamam Kaynağı
PH Değeri: 
6,98 -Vakıfbahçe Kaynağı
6,60 -Karamustafa Kaynağı 
6,78 -Kaynarca ve Yenikaplıca Kaynakları 
6,44 -Kükürtlü Hamam Kaynağı 
Özellikleri: Hipertermal , hipotonik, oligomitalik ve radyoaktif , Vakıfbahçe Kaynağı, Hipertermal , hipotonik, radyoaktif, Karamustafa Kaynağı, Hipertermal , hipotonik, Kaynarca, Yenikaplıca, Kükürtlü Hamam Kaynakları, Bikarbonat, sülfat, kalsiyum, magnezyum, Vakıfbahçe ve Karamustafa Kaynakları, Bikarbonat, sülfat, sodyum, kalsiyum,-Kaynarca ve Yenikaplıca kaynakları, Bikarbonat, sülfat, sodyum, kalsiyum, karbondioksit, sülfür, Kükürtlü Hamam Kaynakları 
Yararlanma Şekilleri: İçme ve banyo kürleri 
Tedavi Ettiği Hastalıklar: Banyo kürleri romatizmal sendromlar, hareket sisteminin diğer ağrılı hastalıkları, kronik iltihaplı ve ağrılı kadın hastalıkları, damar tıkanıkları, bronşiektazıler; içme - banyo kompoze kürleri karaciğer, safra yolları, hafif diabet, kriz devrelerinin dışında gut hastalığı, kanda fazla miktarda yağ birikintileri görülen şişmanlıklarda etkilidir. 
Konaklama Tesisleri: Anatolia Oteli ( 93 Oda, 192 Yatak), Büyük Yıldız Oteli ( 35 Oda, 68 Yatak), Hotel Kervansaray ( 211 Oda, 500 Yatak) 
Armutlu Termal Turizm Merkezi 
Yeri: Bursa İli, Armutlu ilçesinin kuzeyinde ve Armutlu Belediyesi mücavir sahası içinde yer almaktadır. 
Ulaşım: Armutlu il merkezine 2km. uzaklıktadır. 
Suyun Isısı: 57oC 
PH Değeri: 6,2 - 6,5 
Özellikleri: Sülfatlı, Bikarbonatlı, Klorürlü, Kalsiyumlu, Sodyumlu ve Karbondioksitli bir bileşime sahiptir. 
Yararlanma Şekilleri: İçme ve banyo kürleri 
Tedavi Ettiği Hastalıklar: Romatizma, kalp ve kan dolaşımı, kadın, sinir ve kas yorgunluğu, sinirsel rahatsızlıklar, beslenme bozukluğu gibi hastalıklara olumlu etki yapar. 
Konaklama: 2 yıldızlı konaklama tesisi mevcuttur.




Mağaralar


Ayvaini Mağarası 

Mağara Bursa İline bağlı Ayva köyünde yer almaktadır. 
Özellikleri: Giriş kısmı hariç yatay gelişmiş bir mağaradır. Mağara iki ağıza sahiptir. Mağaraya bir noktadan girip (Doğanalanı) başka bir ağızdan çıkılmaktadır. Mağaranın hemen girişinde 17 metrelik dikey bir iniş yer almaktadır. Mağarada bir çok göl yer almakta olup ilkbahar aylarında, suyun yükselmesine rağmen geçilebilecek kadar sığdır.

Oylat Mağarası
Yeri: Bursa, İnegöl İlçesi, Hilmiye Köyü 
Mağara Bursa-Ankara kara yolundan Oylat Kaplıcasına ayrılan yoldan yaklaşık 17 km. içeride Hilmiye köyünün bir km. güneyinde yer almaktadır. 
Özellikleri: Toplam uzunluğu 665 m. olan mağara iki ana bölümden oluşur. Dar galerilerden oluşan birinci bölüm girişten çöküntü sonuna kadar olan kısımdır. İçeride dev kazanları ve damlataş havuzları bulunur. İkinci bölüm büyük bir çöküntü salonudur. İri blok ve dev damlataş şekillerinden (sarkıt, dikit ve sütun) oluşmaktadır.

Mağara önünde sıcaklık 29ºC, nem yüzde 47, girişte sıcaklık 19ºC, nem yüzde 55, dar galeride 17ºC, nem yüzde 78, çöküntü salonlarında 14ºC, yüzde 90 nem oranlarına sahiptir.




Bursa - Uludağ Milli Parkı



Ulaşım: Marmara Bölgesinde Bursa ilinin güneyinde yükselen Uludağ üzerinde yer alan Milli Parka Bursa'dan 34 km.lik yaz-kış açık karayolu ile veya 40 kişilik kabini olan teleferikle 20 dakikada Sarıalan'a çıkılır. Oradan da minibüslerle "oteller bölgesine"ulaşılır. Özel helikopter servisi ile İstanbul'dan 25 dakikada Milli Parka varılabilir. 
Özelliği: Yer kürenin derinliklerinden gelen magmanın kırıklar ve çatlaklar boyunca yeryüzüne doğru yükselmesi ve katılaşması sonunda meydana gelen Uludağ'ın jeolojik yapısını genellikle iç püskürük granit kayaçları oluşturmaktadır.Dağın bugünkü şeklini kazanması tektonik hareketler ve farklı aşınma etkisiyle oluşmuştur. Bursa ovasından kısa mesafede 2543 metreye kadar yüksek Uludağ,Marmara Bölgesinin en yüksek noktasıdır.Aras çağlayanı ve doruklarda görülen buzul izleri Uludağ'ın jeomorfolojik yapısının ilgi çekici özellikleridir.
Milli Parkın bir başka özelliği de Bursa ovasından Uludağ'ın doruklarına doğru değişen bitki topluluklarının meydana getirdiği orman kuşaklarıdır. Botanik bilimci MAYR'ın bitki kuşaklarını muhtelif yüksekliklerde karakterize etmesi bakımından Dünya Ormancılık Literatüründe özel bir önemi vardır. 
Milli Parkın elverişli tabiat şartları ayı, kurt, çakal, tilki, karaca, geyik, tavşan, domuz, keklik, yabani güvercin, akbaba, kartal, çaylak, bülbül, çalıkuşu gibi hayvanların yaşaması ve çoğalmasına imkan vermiştir. 
Aralık-Mayıs ayları boyunca Uludağ karla örtülüdür. 3.95 metreye varan kar kalınlığı, kayak yapmaya son derece elverişli, kar kalitesi ile Uludağ;Türkiye'nin en önemli kış sporları merkezidir.
Görülebilecek Yerler: Çobankaya ve Sarıalan kamp-günübirlik kullanım alanı Milli Parkın farklı peyzaj değerlerini Çobankaya mevkiindeki "Bakacak Manzara Seyir Terası" ise daha geniş bir perspektifte peyzaj değerlerini, Bursa ovasını ve kent gelişimini ziyaretçilere sunar. 
Mevcut Hizmetler ve Konaklama: Milli Park sahası içerisinde"Oteller Bölgesi"diye adlandırılan mevkii ziyaretçilere kış aktivitelerinde kayak imkanı sunarken, Sarıalan,Çobankaya ve Kirazlıyayla mevkiileri kamp ve günübirlik kullanımlar için düzenlenmiş sahalardandır. 
Sarıalan mevkiinde sabit (baraka, Bungalow) ve çadır ile kamp yapma imkanı sağlamakta, oteller bölgesinde ise gerek kamu gerekse özel işletmeler gecelemeye olanak sağlar. Çobankaya mevkiinde ise yalnızca çadırla kamp yapılabilmektedir.

Hanlar



Emir Han:
 Ulu Caminin hemen altında bulunan Emir hanı, Orhan Bey tarafından, XIV. yy 'ın ikinci yarısında yaptırılmıştır. İç avlu çevresine sıralanan iki katlı revak ve buraya açılan odalardan oluşan bu han Osmanlı hanlarının ilk örneğidir. Hanın ortasında bir şadırvan ile tarihi çınarlar bulunur.
Eski (Tahıl) Han: Cumhuriyet Caddesi üzerinde bulunan hanı, Kanuni'nin sadrazamlarından Semiz Alizade XVI. yy da yaptırmıştır. 
Geyve Hanı: Demirkapı Çarşısı'nın yanında bulunan, Hacı İvaz-Payigah olarak bilinen han, XV yy' da, Ahi Bayezid'in oğlu Hacı İvaz Paşa yaptırarak, Çelebi Mehmet'e armağan etmiştir.




İpek Han: (Arabacılar Hanı) İvaz Paşa Camii yanında bulunan bu han, Çelebi Mehmet tarafından yaptırılmıştır. Bursa'daki hanların en büyüğüdür.
Koza Han: Ulu Cami ile Orhan Cami arasında bulunan bu hanı, II. Bayazıt, İstanbul'daki hayır yapılarına gelir getirmek amacıyla 1490 yılında yaptırmıştır. Bursa'nın en güzel ve günümüzde en yoğun olarak kullanılan hanıdır.
 
Pirinç Han: 1508 yılında Sultan II. Bayazıt, İstanbul'daki vakıflarına gelir sağlamak amacıyla yaptırmıştır. Hanın avlusunda bir tarihi çınar bulunur.



Kiliseler

Fransız Kilisesi: Üzeri ahşap ve kiremitle örtülü kilisede hasta bakım yeri de vardır. 19. yy' da yapıldığı tahmin edilmektedir.


Sinagoglar
Geruş Sinagogu: 16. yüzyıl başlarında II. Selim tarafından inşa ettirilen sinagog Arap Şükrü sokağındadır. 14. yüzyılın sonlarında İspanya'dan sınır dışı edilen ve Osmanlı İmparatorluğu tarafından gönderilen kalyonlara bindirilerek Osmanlı İmparatorluğuna kabul edilen Musevî topluluğunun ilk kafileleri Bursa'ya yerleştirilmiş ve bu sinagog kurulmuştur. Geruş  Sinagogu' nun günümüzdeki yapısı son derece sağlam, bakımlı olup, ibadete açık tutulmaktadır. 
Ets Ahayim Sinagogu: Hayat Ağacı Sinagogu olarak da bilinen Sinagog, Osmanlı Döneminde ilk yapılan sinagog olması nedeniyle önem taşımaktadır. Bursa fethini gerçekleştiren Orhan Bey zamanında bir ferman çıkartılarak Ets Ahayim Sinagogunun kurulmasına izin verilmiştir.
Mayor Sinagogu: İspanya'nın Mallorca Adasından 15. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğunca kabul edilen ve Bursa'da yerleştirilen diğer Musevî kafilelerince bu sinagog inşa edilmiş olup, geldikleri adanın adından esinlenerek Mayor adını almıştır. Mayor Sinagogu'nun etkinliklerinden ve ölü yıkama bölümü halihazırda kullanılmaktadır.



Bursa Cami ve Külliyeleri
Ulu Cami (Merkez): 1396-1400 yıllarında Yıldırım Bayezıt tarafından, tamamıyla kesme taştan, çok kalın ve yüksek duvarlarla 12 ağır dört köşeli paye üzerine, pandantiflerle, yirmi kubbeli olarak yaptırılmıştır.
Çok kubbeli camilerin en klasik ve abidevi bir örneğidir. Zengin ve ferah mekanı ile bütün Türk camileri arasında en büyük ölçüye de (318 m2) sahiptir. Rumi ve palmetlerle ince işlenmiş küçük geçme panolar, geometrik örnekli korkuluk şebekeleri, ön cephesindeki kitabe ve şebekeli tacı ile minber Selçuklu üslubundan 
Osmanlı üslubuna geçişin şaheseridir. 
Şadırvanın yapımı ile ilgili rivayete göre; Ulu Caminin yapımı için bazı yerlerin kamulaştırılması gerekir. Şadırvanın bulunduğu yer ise bir Musevi kadına aittir. Arazisini vermek istemeyen Musevi kadın bir gece rüyasında tüm insanların aynı yöne koştuklarını görür. Merakla nereye gittiklerini sorar "Cennete!" cevabını alır. O da koşmak ister ama arazisini vermediği için ona engel olurlar. Bu rüyadan çok etkilenen Musevi kadın ertesi gün arazisini, şadırvan yapılması koşulu ile verir. 
Caminin inşası sırasında nakit zorluğu çekilip yarım bırakılınca Hıristiyan ve Musevi cemaatler maddi katkıda bulunmuş, bunun üzerine Müslümanlar da şükranlarını belirtmek için David'in Yıldızı ve Haç işaretlerinin oyulduğu taşları caminin pencereleri üzerinde kullanmışlardır.


Emir Sultan Camisi ve Türbesi (Merkez): 
Ünlü bir bilgin olan Emir Sultan, 1391 yılında Bursa'ya gelmiş ve Yıldırım Bayezıt'ın kızı Hundi Fatma Hatun ile evlenmiştir. Emir Sultan Cami ve türbesi, karısı tarafından II. Murat devrinde yapılmıştır. Bursa'nın doğusunda Emir Sultan Mezarlığı yanında bir tepededir.
Kuzey yönünde yanlarında iki oda bulunan sekiz köşeli bir türbe vardır. Şadırvanlı avlusu ile tek kubbeli cami tipinin güzel bir örneği olan Emir Sultan Caminin bugünkü şekli, 1804 yılında Sultan III. Selim zamanında yapılmıştır. 
Muradiye Külliyesi (Merkez): Muradiye semtinde büyük bir parkın içinde yer almaktadır. Sultan II. Murat tarafından 1424-1426 yılları arasında yaptırılan külliye; cami, medrese, imaret, hamam ve 12 türbeden oluşmaktadır.
Cami Osmanlı mimarisinde, ilk zamanlarda çok kullanılmış olan yan mekanlı (zaviyeli) camiler türündedir. Mihrap ve minberi 18. yy.dan kalma olup Barok üsluptadır. Giriş kapısı ahşap işçiliğin en güzel örneklerindendir. Muradiye Külliyesinde II. Murat ve ailesi adına yaptırılmış 12 türbe bulunmaktadır. 
Orhan Cami ve Külliyesi (Merkez): 1339-1340 yıllarında Orhan Bey tarafından yaptırılan külliye, cami, medrese, imaret, mektep, hamam ve han (Emir Hanı) yapılarından oluşmaktadır. Ulu Caminin doğusunda olup Osmanlı külliyelerinin ilk örneklerindendir.
Orhan Cami, Bursa'daki erken Osmanlı dönemi yapılarının en önemlilerindendir. Yanlardaki ikiz kemerler yapının önemli özelliklerindendir. Üç sıra tuğla, bir sıra taş düzeni ile yapılmış olup, dış yüzdeki tuğla işçiliği son derece ilginçtir. 
Hüdavendigar Cami ve Külliyesi (Merkez): 1366-1385 de Sultan I. Murat (Hüdavendigar) tarafından yaptırılan külliye; cami, medrese, imaret, türbe ve hamamdan oluşmakta olup, Çekirge semtindedir.
Osmanlı Mimarisinde bir benzeri daha olmayan iki katlı yapının alt katı cami, üst katı ise medresedir. Gösterişli dış minaresi ile bir saray görünümünde olan yapının mimarı belli değildir. Yanlardan ve önden, ortası sütunlu çift sivri kemerlerle açılan üst kat revakları ile iki katlı cephe, Venedik saraylarını andıran gösterişli bir manzara kazanmaktadır. Ortası açık olan kubbenin altında şadırvan, hafif şırıltılarla ahenkli bir atmosfer yaratır. 
Hüdavendigar Caminin karşısında 1389'da I. Kosova Savaşı'nda şehit düşen Sultan I. Murat (Hüdavendigar)ın türbesi bulunmaktadır. Yıldırım Bayezıt tarafından yaptırılan türbenin kitabesi 1722 tarihlidir. 
Yıldırım Bayezıt Külliyesi (Merkez): 1390-1399 tarihleri arasında yapılan ve şehrin doğusunda, Yıldırım semtinde bulunan külliye; cami, medrese, darüşşifa, türbe, han, hamam, imaret, kasır, mutfak, hizmet odaları ve ahır yapılarından oluşmaktadır.
Külliyenin ortasında bulunan cami, yan kanatlı camilerin en anıtsal örneklerinden olup, 1399 tarihli bir vakfiyesi bulunmaktadır. Osmanlı mimarisi bu cami ile kendine has yapı üslubunu bulmaya başlamıştır. 
Caminin kuzeydoğusunda kitabesi bulunan tek yapı olan türbe yer almaktadır. 1406'da Yıldırım Bayezıt'ın oğlu Süleyman Han tarafından Mimar Ali bin Hüseyin'e yaptırılan türbe, revaklı Osmanlı türbelerinin ilk örneğidir.
Yeşil Cami (Merkez): 1419-1420'de Çelebi Sultan Mehmet tarafından yaptırılan caminin süslemeleri ise, 1424 de II. Murat döneminde yaptırılmıştır. Süslemede kullanılan yeşil firuze ve çinilerden dolayı Yeşil Cami olarak tanınır. Mimarı Hacı İvaz Paşadır. Bursa'nın en önemli Osmanlı dönemi yapılarından olup, cami mimarisinden çok süslemeleri ile ünlüdür. Çini süslemeler caminin en önemli özelliğidir.
Yeşil Türbe (Merkez): Bursa'nın simgesi olan yapı, Osmanlı türbe mimarisinin en güzel örneklerindendir. Mermer bir merdivenle çıkılan sekizgen yapıyı, yüksek bir kasnağa oturan kurşun kaplı kubbe örtmektedir. Çini süslemeleri ile eşsiz bir yapıdır. Tümüyle çini kaplı mihrabı bir şaheserdir. Ceviz ağacından geçme tekniği ile yapılmış, geometrik motiflerle süslü ve kitabeli kapı Osmanlı ahşap işçiliğinin en güzel örneklerindendir.



Geruş Sinagogu (Merkez): Arap Şükrü Sokağındadır. XIV. yy. sonlarında İspanya'dan yurt dışı edilen ve Osmanlı İmparatoru II. Selim tarafından gönderilen kalyonlara bindirilerek Osmanlı İmparatorluğu'na kabul edilen Musevi topluluğunun Bursa'ya yerleştirilen ilk kafileleri tarafından yaptırılmıştır. İbranice'de "kovulmuş" anlamına gelen Geruş adının sinagoga verilmiş olması, bu yönden anlam taşır. Günümüze son derece sağlam ve bakımlı olarak ulaşmış olup, Musevi cemaatinin ibadetine açık tutulmaktadır.
Mayor Sinagogu (Merkez): Arap şükrü Sokağındadır. İspanya'nın Mayorka Adası'ndan XV. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğunca kabul edilen ve Bursa'da ikamet eden diğer Musevi kafilelerince inşa edilmiş olup, geldikleri adanın adından esinlenerek Mayor adını almıştır. İlk yapıldığı tarih XV. yy olarak bilinmektedir. İç kısmını süsleyen çok renkli kalem işi motifleri önemlidir.
Etz Ahayım Sinagogu (Merkez): Arap Şükrü Sokağında bulunan ve XIV. yüzyılın başlarında yapılan sinagogun adı İbranice'de "Hayat Ağacı" anlamına gelmektedir. Osmanlı döneminde yapılan ilk sinagog olması nedeniyle önem taşımaktadır. Bursa'nın fethini gerçekleştiren Orhan Bey zamanında bir ferman çıkarılarak bu sinagogun yapılmasına izin verilmiştir.
İznik Yeşil Cami (İznik): Osmanlı mimarisinin İznik'teki en önemli abidevi yapısı olan cami, ilçenin doğusunda Lefke Kapısı'nın yakınındadır. Çandarlı Hayrettin Paşa tarafından 1378-1398 de yaptırılmıştır.
Köşe sütunları ile mukarnas nişli, geometrik geçmeler, Rumi ve palmet kabartmalarla süslü sade mermer mihrap, en eski ve devrin en güzel Osmanlı örneğidir. 
Selçuklu geleneğine uyan tuğla minare, camiye adını veren, yeşil firuze, sarı ve mor renkli çinilerle süslenmiştir. İznik Yeşil Cami, Selçuklu mimarisinden doğduğu sezilen Osmanlı üslubuna geçiş yapılarından biridir. 
Hacı Özbek Cami (Çarşı Mescidi-İznik): İznik'te çarşı içindedir. 1333'te yapılmış olup, tarihi en eski kitabeli Osmanlı camisidir.
Çandarlı Kara Halil İbrahim Paşa Türbesi (İznik): Kılıçaslan caddesi üzerinde bulunan türbe, ker*** duvarlı ve kakılı türbe örneklerindendir. II. Bayezıt döneminde Faik Paşa tarafından yaptırılmıştır.
Şeyh Kudbettin Cami (İznik): Yeşil cami karşısında, İznik Müzesi'nin yanındadır. XV. yy. başında yaptırılmıştır. Kurtuluş Savaşı'nda yıkılan yapının bazı duvar kalıntıları ve mimarisinin bir kısmı günümüze kadar ulaşmıştır. Musevilerin simgesi olan yedi mumlu şamdanın işlendiği bir taşın, caminin yapımında kullanılması Müslümanların hoşgörüsüne en güzel örnektir.
Ayasofya Müzesi (İznik): Kentin ortasında IV. yy.da yapılmış bir Bizans Kilisesi olup, Orhan Gazi zamanında camiye çevrilmiştir. Hıristıyanlarca önem taşıyan 7. Ecumenik Konsül toplantısının yapıldığı yerdir.Şu anda yıkık durumdadır.
Senatus (Konsül Sarayı-İznik): Hıristiyanlarca büyük önem taşıyan Konsül toplantılarının ilkinin yapıldığı yer olan Senatus, Konsül sarayı olarak da isimlendirilmektedir. Göl kapısı tarafında yer alan eserin kalıntıları göl suları altındadır.
Hipogeum (Yeraltı Mezar Odası- Elbeyli-İznik): Elbeyli Köyü yolunda IV: yy.da yapılmış bir mezar odasıdır. Freskleriyle Türkiye’deki en değerli hipojedir. Kare duvarlarla örülmüş üstü beşik tonozludur. Batı duvarında kabartma şeklinde iki tavus kuşu vardır. Mezarda bulunan lahit,işlemeleri ve yuvarlak kemerlerle birbirine bağlanmış yivli sütunlarla süslenmiştir.



CUMALIKIZIK

Osmanlı sivil mimarisinin en görkemli köy yerleşimini günümüze ulaştıran Cumalıkızık, son yıllarda ülkemiz yanında tüm dünyada da tanınmaya başlamıştır. O kültür varlıkları yanında doğal varlıklarca da zengindir.
Tarihçe:Osmanlıların Bursa'da ilk yerleştikleri bölgelerden olan Cumalıkızık, 180'i halen kullanılan, bazılarında ise koruma ve restorasyon çalışmalarının yapıldığı toplam 270 ev ile Osmanlı dönemi konut dokusunu günümüze taşımaktadır.

Cumalıkızık yerleşiminin güneydoğusunda Uludağ eteklerindeki Ihlamurcu mevkiinde Bizans devrine ait bir kilise kalıntısı 1969 yılında tespit edilmiştir, Kilise kalıntısının yüzeyde rastlanan bazı mimari parçaları Bursa Arkeoloji Müzesi'nde saklanmaktadır. Bursa yakınlarında kurulan Osmanlı Beyliği kuruluşundan kısa zaman sonra bölgeye hakim olmayı başarmış, 1326 yılında Bursa'yı, 1331 yılında İznik'i fethederek yörede varlığını kesin olarak kabul ettirmiştir. Böylece Osmanlı halkının bu topraklara yerleşerek kentler ve köyler oluşturması sağlanmıştır. 
Cumalıkızık vakıf köyü olarak kurulmuştur ve bu özelliğini yerleşim dokusu konut mimarisi, yaşam biçimine yansıtmıştır.Uludağ'ın kuzeyindeki dik etekler ile vadilerin arasında sıkışıp kalan yöre köylerine bu konumlarından dolayı ''kızık'' adı verilmiştir. Köylerin birbirlerinden ayrılması için de dereye yakın olanına Derekızık, Fidye verene Fidyekızık ve Kızık köylerinden topluca gidilerek cuma namazı kılınan köye de Cumalıkızık adları verilmiştir.
İklim:Kışlar genel olarak çok yağışlı,yazlar ise kuraklığa sebep olmayacak derecede yağışlı geçer. 





MUDANYA
Bursa'nın 25 km kuzeybatısında ve Marmara Denizi kıyısında yer alan Mudanya temiz havası ile yaz turizminin yoğun olarak yaşandığı bir merkezdir.
Tarihçe

Mudanya, İonya'nın 12 büyük kentinden biri olan Kolofonlu göçmenler tarafından M.Ö. VII. Yüzyılda kurulmuştur. Apamcia-Myrleia atlı bu antik kent bugünkü Hisarlık tepede yer almaktaydı. Mudanya Roma, Bizans ve Osmanlı döneminde yaşamıştır.İklim Yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlıdır.



İZNİK
İznik, her avuç toprağı binlerce yıldır kültür kalıntıları ile yoğrulmuş, bölgede, yüzyıllar boyu tarih sayfalarının baş köşelerinde yerini almış bir kenttir. Dört imparatorluğa başkentlik yapmış nadir yerleşimlerden biridir.
Çinicilik
İznik çiniciliğinin gelişimini, tarihleri bilinen yapılar üzerindeki çini kaplamalardan açık-seçik görülebilir. 1378/91 yılları arasında yapılan İznik Yeşil Cami minaresini süsleyen en eski Osmanlı çinileri teknik ve dekor bakımından Selçuk geleneğini devam ettirmekle beraber renk ve tonları onlardan daha zengindir.
Camiye ismini veren bu çiniler firuze ve yeşil renklerin çeşitliliği ve zenginliğiyle dikkat çekerler.
İstanbul'daki yapılarda kullanılan çinilerin İznik'te yapıldığını tarihsel belgelerden öğreniyoruz. Milet, Şam grubu ve Rodos işi adı ile tanınan seramiklerin merkezi İznik'tir. XVII. yy.da İznik'e gelen gezgin Evliya Çelebi, 300'den fazla çini fırınının bulunduğundan söz eder. İznik çinilerinde; lâle, sümbül, nar, karanfil gibi çiçek motifleri kullanılmıştır. Ayrıca insan, kuş, balık, tavşan, köpek gibi hayvan ve gemi motiflerine de rastlanır. Mavi, firuze, yeşil ve kırmızı en çok kullanılan renklerdir.



Tarihçe: Kent yakınlarındaki Karadin, Çiçekli, Yüğücek ve Çakırca Höyüklerinde M.Ö. 2500 yıllarına inen uygarlık izleri saklıdır. M.Ö. VII. yüzyılda Trak kavimlerinin göçlerinden önce burada kurulan yerleşim 'Helikare' adını almıştır. Kentte basılan sikkelerde Khryseapolis (Altın Şehir) adı okunmaktadır.
Makedonya İmparatoru İskender'in generali Antigonos tarafından M.Ö. 316 yılında yenilenen kent Antigoneia adını almıştır. İskender'in ölümünden sonra Antigonos ile general Lysimakhos arasındaki savaşı kazanan Lysimakhos kente,  Antipatros'un kızı olan eşi Nikaia'nın adını vermiştir. M.Ö. 293'te Bithynia Krallığı'na bağlanan kent, önemli mimari yapılarla süslenmiştir. Bir süre Bithynia Krallığı'nın başkenti olan Nikaia daha sonra Roma'nın önemli bir yerleşimi olarak varlığını sürdürür.
Nikaia, Bithynia havarilerden Petrus'un çabaları ile Hıristiyanlık ile tanışır. İmparator l. Constantinus döneminde Hıristiyanlık üzerindeki yasaklar kalkar. 325 yılı yazı başında Nikaia, Hıristiyanlık için çok önemli bir olaya sahne olur ve Birinci Konsül, Senatus Sarayı'nda toplanır. İmparator Constantinus'un da katıldığı toplantıda iki önemli görüş tartışılır. İskenderiyeli din adamı Arius'un görüşü ".//hz. İsa'nın sadece bir insan olduğu ve tanrıdan dünyaya gelmediğidir." Kısa sürede taraftar toplayan bu teze, Piskoposlar karşı çıkmıştır. Hıristiyan dünyasınca bugün de savunulan "Hz. İsa'nın Tanrı nın oğlu olduğu" tezi uzun tartışmalardan sonra kabul görmüştür. Hıristiyanlıkla ilgili yortu günleri ve Nikaia Kanunları adı ile bilinen 20 maddelik metin bu Konsülden sonra kabul edilmiştir.

787 yılında İznik Ayasofya'sında VII. Konsül toplandı. İmparatoriçe İrene'nin önderliği ile resim ve heykel üzerindeki yasaklar kaldırıldı.
İznik, Selçukluların Bizanslıların da başkenti olmuştur.
1331 yılında Osmanlı orduları tarafından ele geçirilen İznik, Osmanlı dönemiyle birlikte canlanmaya başladı. Osmanlı idaresinde İznik, sanat, ticaret ve kültür merkezi oldu. Orhan Gazi Medresesinde birçok ünlü ders verdi. Davud-u Kayseri, Ebul Fadıl Musa, Eşrefoğlu Abdullah Rumi gibi ünlü tasavvuflar İznik'te yaşadı ve eserler verdi. Osmanlı döneminin ilk cami, medresesi ve imareti İznik'te inşa edildi.
XIV ve XV. yüzyıllarda XVI. yüzyılda İznik bir sanat merkezi olmuş, dünyaca ünlü çini ve seramikler burada üretilmiştir. İznik, Hellenistik çağdan kalma ızgara planlı kent yerleşimi, Roma, Bizans ve Osmanlı döneminden kalan anıtsal yapıları ile tarihi kent dokusunu bütün canlılığıyla korumaktadır.
İklim: İznik genellikle ılıman bir iklime sahiptir. İlçede kışlar genel olarak çok yağışlı, yazlar ise kuraklığa sebep olmayacak derecede yağışlı geçer.