7 Nisan 2013 Pazar

Erdoğan, ''Sabrımızın sınırı var''


Erdoğan, ''Sabrımızın sınırı var''






Başbakan Recep Tayyip Erdoğan MHP Genel Başkanı Bahçeli'yi "edebe davet ettiğini" belirterek, "Susuyor olmamız sabrımızdandır ama sabrımızın da bir sınırı vardır" dedi.

Başbakan Erdoğan, Tüm Sanayici ve İşadamları Derneği'nin (TÜMSİAD) Pendik Green Park Otel'de düzenlenen 5. Olağan Genel Kurulu'na katılarak bir konuşma yaptı.
Başbakanlık Dolmabahçe Ofisi'nde "Çözüm Sürecinde Akil İnsalar İstişare Toplantısı" gerçekleştirdiklerini hatırlatan Erdoğan, bu toplantıda kanın durması için neler yapılabileceğini istişare ettiklerini anlattı.

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hemen ertesi gün, MHP Genel Başkanı çıktı, zehir zemberek bir yazılı açıklama yaptı ve hem bize, hem o heyete, ağıza alınmayacak ifadelerle hakaretler yağdırdı. Yetmedi... MHP'nin bir milletvekili çıktı, son derece edepsiz, son derece densiz bir şekilde, insanlıktan nasibini alamayanların, vicdanı kurumuşların yapacağı şekilde, o heyetteki bir arkadaşımızın etnik kökeni üzerinden aleni faşizm sergiledi. Şimdi bakın... Susuyor olmamız sabrımızdandır ama sabrın da bir sınırı vardır.''
Bahçeli'yi edebe davet ediyorum
MHP Genel Başkanı Bahçeli'yi ''en başta bir kere edebe davet ediyorum'' diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: 
''Yunus Emre'nin çok güzel bir şiiri var. İlim meclislerinde aradım, kıldım talep, ilim geride kaldı, illa edeb, illa edeb. Öyle meseleyi Mete Han'dan alıp Malazgirt'e, Çaldıran'dan alıp Çanakkale'ye getirmekle, Damat Ferit demekle, Heyeti Nasiha demekle söz söylenmiş olmuyor. 10 yıldır Çanakkale'ye giderim. 1 yıl hariç gidemedim, 18 Mart Çanakkale Şehitlerini Anma Günü'ne giderim. Bir gün şu Bahçeli'yi ben orada görmedim. Bir gün Kılıçdaroğlu'nu, Baykal'ı orada görmedim. Hani sizin şehitlere saygınız? Hani siz de gelin, niye gelmiyorsunuz? Çünkü onların gönül dünyasında bu yok, ruh dünyasında bu yok. Bunlar şehitlerin sadece istismarını yaparlar."
Her şeyin başının edep olduğunu söyleyen Erdoğan, şöyle konuştu: 
''Bu milletin en önemli hasletlerinden biri edeptir. Yahya Efendi dergahına girersin, içeri girerken o yazar, 'Edeb ya Hu' der. Mesele bu. Milliyetçiyim diyen MHP Genel Başkanı, önce gitsin, bu milletin edebinden nasiplensin, bu milletin adabını öğrensin. Bütün başarısızlığına rağmen o genel başkanlık koltuğunda oturuyor olabilirsin sayın Bahçeli ama mesele genel başkan olabilmek değil, mesele edeb sahibi olabilmek, adab sahibi olabilmek. Hiç kimse de meydanı boş zannetmesin. Ben MHP'ye gönül veren kardeşlerimi bir kenara koyuyorum, ben yönetimle konuşuyorum. İnanıyorum ki oraya gönül veren kardeşlerimin yanında çok samimi, dürüst insanlar var ama bu gerçekleri görmeleri için de hatırlatma görevini bir sorumluluğumuz olarak ifade ediyorum.''
Koltuğunu koruyacak diye...
''O koltuğunu koruyacak diye bu ülkede kan akmasına, bu ülkede üniversite öğrencilerinin sokağa dökülmesine izin vermeyiz, müsaade etmeyiz, müsamaha göstermeyiz'' diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
''Terörün sona ermesiyle, istismar edeceği hiçbir alan kalmayan Devlet Bahçeli, bir yandan çözümü engellemek, bir yandan kendi tabanını sokağa dökmek için her türlü tahrike başvuruyor. Kusura bakmasın, bu ülke, bu millet sahipsiz değil. Düşünebiliyor musunuz, 'Vur de vuralım, öl de ölelim' diyecekler sen de kalkacaksın bir genel başkan olarak 'Sabırlı olun, gün gelecek onun da gereği yapılacaktır'... Bir genel başkan bunu söyler mi? Bir bir bir siyasetçi bunu söyler mi? Bahçeli ve onun muavini Kemal Kılıçdaroğlu sıcak koltuklarında oturmaya devam edecek diye biz kana da göz yaşına da acıya da tahammül edecek değiliz.''
Kapasite yok
''Çözüm Sürecinde Akil İnsanlar'' heyetine seçilen isimlere yönelik eleştirilere değinen Erdoğan, şunları söyledi:
''Devlet Bahçeli'nin de Kemal Kılıçdaroğlu'nun da o 63 isme, o Akil İnsanlar Heyetine söz söyleyecek ne birikimi, ne kapasitesi, ne de kalibresi vardır. Bu iki zihniyet var ya geçmişte bunlar cetvelle kafatası ölçüyorlardı. İkisi de. Bunların geçmişinde o var. Geçenlerde bir grup toplantısında belgeleriyle açıkladım. Kafatasıyla ölçüyorlardı. Neler yaşamış bu ülke. Şimdi de çıkmışlar, milletin vatan sevgisini, millet sevgisini, memleket sevgisini ölçmeye kalkışıyorlar. Ya affedersiniz ama size bu yetkiyi kim verdi? Vatan, millet sevgisini ölçecek kapasiteniz var mı sizin? Bugüne kadar bu ülke için, millet için ne yaptı bunlar, hangi eserleri var? Vatanı sevdiklerini, milleti sevdiklerini gösterecek hangi eserleri, hangi hizmetleri var, kardeşlerim bir sorun."
Yargı ne iş yapar?
Erdoğan, salı günü yapılacak grup toplantısında "Bahçeli'nin vatan sevgisini, millet sevgisini rakamlarla ortaya koyacağını" belirterek şunları kaydetti:
"3,5 yıl iktidarda kaldılar, bu ülkeyi nasıl çökerttiler. Ben burada bir tanesini vereyim. Şimdi bu bir ekonomi toplantısı, onun için önemli. Sayın Bahçeli'nin hükümet ortağı olduğu dönemde, 2001 yılında batırılan bankaların Türkiye'ye maliyeti ne oldu biliyor musunuz? 111 katrilyon lira. Bu 111 katrilyon lirayı biz ödedik. AK Parti iktidarı ödedi. Hazine'nin yıllık bileşik faiziyle hesapladığınızda, batık bankaların millete, ülkeye maliyeti, tam 231 milyar lira.
Sevsinler sizin vatanseverliğinizi... Batsın böyle vatanseverlik. Slogan atmakta çok iyi, hakaret etmekte çok iyi ama bu millete ödettikleri 231 milyar liranın hesabını bugüne kadar vermediler. Bu söylediklerim aslında bir yerlere duyurudur. Tabi ben merak ediyorum bu yargı ne iş yapar diye."
Başkanlık sistemi
Başkanlık sistemi tartışmalarına değinen Erdoğan, ''Bürokratik oligarşinin belini Başkanlık sistemi çok daha rahat kırar. Olay orada çok farklı şekilde gelişir. Karar alma, çok daha seri noktaya gelebilir'' görüşünü dile getirdi.

Kendilerinin ''partili cumhurbaşkanlığı'' önerisinde de bulunduğunu ifade eden Erdoğan, muhalefetin bunu da istemediğini söyledi.
Korkaklara yer yok
Siyasetin de iktidarın da korkaklara göre bir yer olmadığını anlatan Erdoğan, ''Siyasetçi korkarsa, başbakan, bakan, milletvekili, bürokrat korkarsa, o ülke ileriye doğru tek bir adım atamaz. Onun için bürokratik oligarşi çok tehlikelidir. Bu ülkede siyasetçinin aldığı riski veya alması gereken riski bürokrat almazsa bir yere varılmaz. İşte biz onu kıra kıra gidiyoruz. Peki bunu manasıyla başardınız mı? Hayır başaramadık. Birçok yerde hala önümüzde engeller var. Bunları aşmamız lazım" dedi.

Artık Türkiye'nin 'alan el değil, veren el konumuna yükseldiğini' vurgulayan Başbakan Erdoğan, şunları söyledi: 
''Siyaset, tıpkı işadamlığı gibi, korkaklara göre bir iş asla değildir. Koltuğunda tir tir titreyen, etrafa da kendi korkularını saçan bir siyasetçinin Türkiye'ye kazandıracağı hiçbir şey yoktur ve olmamıştır. Her reform karşısında, her yenilik karşısında, her atılım karşısında, ''Türkiye bölünüyor, parçalanıyor, dağılıyor'' diye feryat figan ağlayan bir siyasetçinin ne milletle, ne ecdadla, ne de bu milletin misyonuyla uzaktan, yakından hiçbir alakası olamaz. Siz kendinize milliyetçi diyeceksiniz, milletin duygularını istismar etmeye kalkışacaksınız ama bu milletin edebini, adabını, üslubunu, en önemlisi de bu milletin cesaretini taşımayacaksınız. Kimi kandırıyorsunuz?"
Yüzde 2,2'lik büyüme başarıdır

Ekonomideki gelişmeleri de anlatan Erdoğan, ''Gelişmiş ekonomilerin ciddi oranlarda daraldığı, Avrupa'da büyüme ortalamasının sıfırın altına düştüğü bir ortamda, Türkiye'nin yüzde 2,2 oranında büyüme kaydetmesi elbette önemli bir başarıdır'' diye konuştu.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder